Son dönemde finansal piyasalardaki odak, Federal Rezerv (FED) tarafından yapılacak olan Para Politikası toplantısına yoğunlaştı. Genel olarak bu toplantıda hemen bir faiz indirimine gidilmesi beklenmiyor, ancak iç kaynaklar, Federal Rezerv (FED) karar alma organının faiz indirimini düşünmeye başladığını gösteriyor. Özellikle Trump ile Powell'ın yüz yüze görüşmesinin ardından bu eğilim daha da belirgin hale geldi.
Ancak, Federal Rezerv (FED) önemli bir sinyal bekliyor gibi görünüyor; bu sinyal bu hafta açıklanacak ekonomik veriler. Faiz indirimine yönelik hazırlıkların devam etmesi göz önüne alındığında, bu verilerin faiz indirim kararını desteklemesi muhtemel ve hatta verilerin yönünün faiz indirim talebine zemin hazırlamakta olduğu söylenebilir.
Toplantıdan sonra Powell'ın kamuya yaptığı açıklama piyasanın odak noktası haline gelecektir. Powell şu anda karmaşık bir durumla karşı karşıya: bir yandan Trump cephesinden devam eden baskılarla başa çıkması gerekiyor, diğer yandan ise içindeki meslektaşları Waller ve Bowman gibi isimlerin Federal Rezerv (FED) başkanlığına yönelik hevesleriyle yüzleşmek zorunda.
Daha dikkat çekici olan, Trump döneminde Powell'ın yerini alacak birinin Federal Rezerv (FED) başkanı olması durumunda, piyasanın Fed'in "bağımsızlığı" konusunda kaçınılmaz olarak şüpheye düşeceğidir.
Gerçekten, Federal Rezerv (FED) muhtemelen asla tam bağımsızlık elde edemedi. Sözde "nötr ve nesnel" durum aslında farklı bakış açılarına bağlıdır. Demokratların arkasındaki finansal sermayeye eğilim göstermek mi bağımsızlık sayılır, yoksa Cumhuriyetçi Partiyi temsil eden yerli sanayi sermayesinin yanına yaklaşmak mı nötr sayılır? Bunun arkasında aslında çıkar dağılımı ve söylem gücü mücadelesi yatmaktadır.
Orta düzeydeki yatırımcılar için daha önemli olan düşünmektir: Eğer Federal Rezerv (FED) gerçekten genişletici bir politika uygularsa, serbest kalan likiditenin kendi seçtikleri yatırım kanalları aracılığıyla gerçek kazanca dönüşüp dönüşmeyeceği. Bu karmaşık ekonomik oyunda, yatırımcıların uyanık kalması ve politika değişikliklerinin kendi yatırım stratejileri üzerindeki etkisini dikkatlice değerlendirmesi gerekiyor.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
5 Likes
Reward
5
6
Share
Comment
0/400
BearMarketSurvivor
· 11h ago
Faiz indirimleri sonunda mı gerçekleşecek?
View OriginalReply0
just_another_fish
· 11h ago
Bu da bağımsızlık mı? Federal Rezerv (FED) esasen bir siyasi kukladır.
View OriginalReply0
MelonField
· 11h ago
Bu oyunda kimin yumruğu büyük göreceğiz.
View OriginalReply0
Hash_Bandit
· 11h ago
2017 madencilik karları gibi hissediyor... oranlar zorluk ayarlamaları gibi düşecek.
Son dönemde finansal piyasalardaki odak, Federal Rezerv (FED) tarafından yapılacak olan Para Politikası toplantısına yoğunlaştı. Genel olarak bu toplantıda hemen bir faiz indirimine gidilmesi beklenmiyor, ancak iç kaynaklar, Federal Rezerv (FED) karar alma organının faiz indirimini düşünmeye başladığını gösteriyor. Özellikle Trump ile Powell'ın yüz yüze görüşmesinin ardından bu eğilim daha da belirgin hale geldi.
Ancak, Federal Rezerv (FED) önemli bir sinyal bekliyor gibi görünüyor; bu sinyal bu hafta açıklanacak ekonomik veriler. Faiz indirimine yönelik hazırlıkların devam etmesi göz önüne alındığında, bu verilerin faiz indirim kararını desteklemesi muhtemel ve hatta verilerin yönünün faiz indirim talebine zemin hazırlamakta olduğu söylenebilir.
Toplantıdan sonra Powell'ın kamuya yaptığı açıklama piyasanın odak noktası haline gelecektir. Powell şu anda karmaşık bir durumla karşı karşıya: bir yandan Trump cephesinden devam eden baskılarla başa çıkması gerekiyor, diğer yandan ise içindeki meslektaşları Waller ve Bowman gibi isimlerin Federal Rezerv (FED) başkanlığına yönelik hevesleriyle yüzleşmek zorunda.
Daha dikkat çekici olan, Trump döneminde Powell'ın yerini alacak birinin Federal Rezerv (FED) başkanı olması durumunda, piyasanın Fed'in "bağımsızlığı" konusunda kaçınılmaz olarak şüpheye düşeceğidir.
Gerçekten, Federal Rezerv (FED) muhtemelen asla tam bağımsızlık elde edemedi. Sözde "nötr ve nesnel" durum aslında farklı bakış açılarına bağlıdır. Demokratların arkasındaki finansal sermayeye eğilim göstermek mi bağımsızlık sayılır, yoksa Cumhuriyetçi Partiyi temsil eden yerli sanayi sermayesinin yanına yaklaşmak mı nötr sayılır? Bunun arkasında aslında çıkar dağılımı ve söylem gücü mücadelesi yatmaktadır.
Orta düzeydeki yatırımcılar için daha önemli olan düşünmektir: Eğer Federal Rezerv (FED) gerçekten genişletici bir politika uygularsa, serbest kalan likiditenin kendi seçtikleri yatırım kanalları aracılığıyla gerçek kazanca dönüşüp dönüşmeyeceği. Bu karmaşık ekonomik oyunda, yatırımcıların uyanık kalması ve politika değişikliklerinin kendi yatırım stratejileri üzerindeki etkisini dikkatlice değerlendirmesi gerekiyor.