BTC'nin Rönesansı: yazıt içeriği zincire eklendi

Dijital kripto para birimlerinin değer konsensüsü, kendi benzersiz kültüründen kaynaklanmaktadır; değer konsensüsünün yayılması, kripto paranın kendi kültürü olmadan mümkün değildir. Değer konsensüsü esasen Meme'dir, kripto paralar Meme olgusundan kaçamaz. BTC, en eski ve en büyük Meme'dir. BTC, yaratılış bloğuna bir haber yerleştirerek, temel kültürünü doğrudan entegre etmiş ve nihayetinde kendini yönlendirmeyi başarmıştır.

Zincir üstü kültür ve merkeziyetsiz kültürel gelenekleri yeniden kazanmak, BTC'nin kendiliğinden yönlendirdiği uygulanabilir bir yol. Ordi ve Sats yazıtlarının ortaya çıkışı, yazıt kodu bilgilerini doğrudan BTC topluluğuna entegre ederek, BTC Rönesansı'nın kendiliğinden başlangıç noktası haline geldi. Kripto kültür ile teknolojinin birleşimi, içerik zincirine eklenerek kripto varlıkları ile kültürü bağlama yolunda, yazıt 2.0 gelişiminin yönü olabilir.

Giriş

3 Ocak 2009'da, Bitcoin'in genesis bloğu Finlandiya'nın Helsinki şehrindeki bir küçük sunucuda doğdu. Satoshi Nakamoto, genesis bloğunun script alanında The Times gazetesinin o günkü bir haberini kaydetti:

"3 Ocak 2009'da, Hazine Bakanı ikinci tur banka acil yardımını uygulama aşamasındaydı."

Bu, kripto dünyasında büyük keşif döneminin başlangıcını simgeliyor. Maceraperestler, hırslılar ve kapitalistler yelken açarak kripto dünyasının hazinelerini ve aidiyetini arıyor.

13 yıl sonra, Satoshi Nakamoto efsane haline geldi ve BTC'nin script alanı yeniden parlayan bir döneme girdi. BTC'nin segwit ve Taproot yükseltmeleri ile BTC'nin depolama alanı yeniden dikkat çekti. Yazıt teknolojisinin ortaya çıkması, BTC'nin depolama alanının değerini açığa çıkardı - bu, 4 milyondan fazla TH/s hashing gücüne sahip bir ağ tarafından korunan güvenli bir depolama alanıdır. Bu alanı bir defter olarak kullanarak, güvenliği diğer herhangi bir blok zincirinden daha fazladır. Yazıt teknolojisi, BTC zincirinin çok varlıklı finansal belge platformu olarak teknik yolunu keşfetmektedir. Yazıtın değeri, BTC script alanının değerini ortaya koymaktadır.

Bu sadece BTC'nin yeniden doğuşunun başlangıcı; kripto topluluğu BTC'nin doğasını yeniden düşünmeye başlıyor: BTC sadece kendi defteri değil, aynı zamanda diğer varlıkların defteri olarak da kullanılabilir! Ardından Satoshi'nin davranışına dair bir düşünme süreci geliyor: BTC depolama alanında bir kağıt haberinin kaydedilmesinin anlamı nedir? Zincir üzerinde zincir dışı okunabilir içeriğin tekrar kaydedilmesinin anlamı nedir?

Bu soruları yanıtlayarak, sosyal içeriklerin blok zincirine entegre edilmesi için ürün motivasyonunu çözebilirsiniz.

Değer Konsensüsü=Meme!

Kripto para dünyasına yeni katılan arkadaşlar, özellikle blok zincir alanından geçenler, genellikle EOS gibi teknik olarak ileri ama değerleme açısından durgun projelere kafa karışıklığı yaşarlar. Bunun nedeni, teknik konsensüs ile değer konsensüsü arasındaki farkı ayırt edememeleridir.

Konsensüs, teknik yol haritası konsensüsü ve değer yönelimi konsensüsü olarak ikiye ayrılır.

BTC'nin değeri sıfırdan başlayarak kademeli olarak inşa edilmiştir ve nihayetinde değerin kendini yönlendirmesini sağlamıştır. Bu süreçte, topluluk sadece teknik bir uzlaşıya ulaşmakla kalmamalı, aynı zamanda değer uzlaşısına da ulaşmalıdır. Sadece teknik uzlaşıya sahip olmak güçlü bir değer uzlaşısı anlamına gelmez. EOS örneğinde olduğu gibi, teknik seviyesi bugün bile geri kalmış değildir, zincir üzerindeki deneyim ve ekosistem uygulamaları bir zamanlar ETH'den aşağı kalmamıştır. Ancak, tüm teknik ve ekosistem avantajları, EOS Vakfı'nın EOS'u satıp BTC ve ETH almak için elden çıkarmasını engelleyememiştir. Bu tür bir işlem, EOS'u topluluk üyeleri gözünde bir takımın yatırımcıyı sömüren bir aracı haline getirmiştir. Bir varlık, yatırımcıların zihninde kalıplaşmış bir imaj oluşturduğunda, uzlaşıyı tersine çevirmek için güçlü bir sermaye desteği gerekmektedir. Sermaye desteğinden yoksun kalındığında ve anahtar üyeler ayrıldığında, ne kadar iyi bir ürün olursa olsun EOS'un değerlemesini sürdüremez.

Meme coin'in öncüsü Doge'a bakıldığında, Musk'ın çağrısından önce, neredeyse hiç geliştirici kalmamıştı. Ancak Musk'ın çağrısı, çoğu yatırımcının, Musk'ın sosyal etkisi sayesinde Doge'un daha fazla kişi tarafından görüleceği, tanınacağı ve sevileceği sonucuna varmalarını sağladı. Sonunda, sahip olunacak. Token konsensüsünün yayılması, Musk'ın bu iletişim kaynağına dayanıyordu, bu da durumu güçlendirdi. Böyle bir topluluk konsensüsü, Doge'un fiyatını 0.014 dolardan 0.8 dolara yükseltti.

İki örnek gösteriyor ki, EOS iyi teknolojiye ve iyi ürüne sahip, ama iyi bir fiyatı yok; Doge tamamen bir Meme, ekosistemi ve teknolojisi yok, ama yüksek bir değerlemeye sahip. Teknolojik uzlaşma, değer uzlaşması ile aynı değildir.

Değer odaklı konsensüsün sağlanması süreci, Meme'nin oluşma sürecidir.

BTC'nin teknik konsensüsü, her bir hesabın kendi izinlerini tamamen kontrol edebilmesini garanti eder ve çift harcama durumu yoktur. Teknik konsensüs, BTC'nin doğuşundan itibaren teknik beyaz kitap tarafından tanıtım yükümlülüğünü üstlenmiştir. BTC, fiyatı olmayan bir durumdan fiyatı olan bir duruma, madenciliğin yapıldığı bir durumdan gerçek ödemelerin gerçekleştiği bir duruma, bir buçuk yıl süresince geçiş yapmıştır. Bu süre zarfında, BTC topluluğu üyeleri sadece BTC'nin bir zincir olarak yeterince güvenli olup olmadığını sorgulamakla kalmamış, aynı zamanda BTC'nin değerinin olup olmadığına ve bu değerin ne kadar olduğuna da odaklanmışlardır. Bu değer konsensüsü, ve değer konsensüsü her zaman subjektiftir. BTC'nin değer konsensüsünün temeli, "Paranın Devlet Dışılaşması" ve para merkezileşmesine karşı duyulan korku, belirsizlik ve şüpheden oluşmaktadır (FUD). İlk blokta kaydedilen haber, FUD'un tohumu ve ateşleyicisidir. Eğer ilk bloğun bu haberi olmasaydı, çoktan Thames Gazetesi arşivlerinde kaybolmuş olacaktı.

Satoshi Nakamoto dikkat çekmenin ustasıdır. BTC'nin başarılı bir şekilde piyasaya sürülüşüne bakıldığında, Satoshi Nakamoto kripto topluluğundaki büyük isimlerin dikkatini çekmeye devam etmiştir. Örneğin, David'e BTC'nin David'in önerdiği B-cash fikrini gerçekleştirdiğini gösterdi ve David'in yüz yüze desteğini aldı. Bu destek, BTC'nin topluluk içinde bir marka oluşturmasına ve topluluğun dikkatini kazanmasına yardımcı oldu. 12 Ocak 2009'da, Hal Finney( Finney), Satoshi Nakamoto'dan Bitcoin transferini test etmek için 10 Bitcoin aldı ve ilk Bitcoin transferi alıcısı oldu. Bunun ardından, Satoshi Nakamoto sık sık madencilik yaptığı BTC'leri kripto topluluğundaki arkadaşlarına göndererek topluluk üyelerinin dikkatini çekmeye çalıştı. Bu davranış daha sonra kripto projelerine özgü dikkat çekme yöntemlerinden biri haline geldi: airdrop!

İlk BTC gerçek işlemine geri dönüldüğünde, Laszlo Hanyecz 10000 BTC karşılığında iki pizza satın aldı. Bu işlemde, BTC ilk kez bir fiyat sahibi oldu. İşlem tarafları BTC'yi anlıyor ve BTC'nin satın alma gücüne varılan uzlaşmanın ön koşulu, her iki tarafın da BTC'nin değer anlatısını kabul etmesidir. Değer anlatısını kabul etmenin ön koşulu, BTC'nin değer anlatısına dikkat etmektir. Satoshi Nakamoto, anlam derinliği taşıyan bir haber başlığını Genesis bloğuna kazıyarak, her BTC vaizinin BTC tarihini anlatırken BTC'nin değer anlatısını doğallıkla yaymasını sağladı. Bu, en doğrudan ve en etkili değer yakalama yöntemidir.

Fiyat dalgalanmaları Meme fenomeninden kurtulamıyor

Çoğu token esasen bir Meme coin'dir. Diğer token'lara bakıldığında, birçok ana akım token (, UNI, ARB, OP) gibi net bir değer yakalama desteğinden yoksundur. Daha fazla varlığın hakları ve yükümlülükleri ayırt edilmesi zor hale gelmekte ve hatta etkili bir değer yakalama noktası bulmak zorlaşmaktadır. Coin piyasasının değerlemesi, para teorisi veya finansal varlık teorisi ile tamamen açıklanamaz. BTC, eşler arası nakit ödeme sistemi olarak anılmakta, ancak bugün itibarıyla gerçekten BTC ile ödeme yapan kaç kişi var? Cesurca söyleyebilirim ki, BTC en büyük Meme'dir. Coin fiyatı, Meme'nin bir ifadesidir. İşte bu Meme özelliği, coin piyasası varlıklarını geleneksel finansal özelliklerden farklı bir niteliğe sahip kılmakta - dikkat. Dalgalanma döngüsü de geleneksel finansla çok farklıdır.

Hatta fayda tokenlerinin değerinde bile Meme unsurları bulunmaktadır. Finansal varlıkların fiyatlandırması nihayetinde arz ve talebe bağlıdır. Arz ve talep, insanların karar değişikliklerinden kaynaklanır; kararlar ise duygulardan etkilenir ve duygular bilgi ile şekillenir. Davranışsal finans, yatırım dünyasında zaten bir konsensüs haline gelmiştir. Tokenlerin temsil ettiği geleneksel finansal değer ile Meme birbirini dışlamaz. Meme, fayda tokenlerinin değerlemesini artırabilir, aynı zamanda fayda tokenlerinin değerini de azaltabilir.

Bu nedenle, kripto para fiyatının özünün Meme'nin bir yansıması olduğunu söyleyebiliriz.

Kısa vadede, coin fiyatları manipüle edilebilir, ancak uzun vadede, token sahipliği topluluğunun büyüklüğü ve token tutma isteği, değerlerin ne kadar başarılı bir şekilde iletildiğine bağlıdır. Tıpkı iPhone gibi, maliyet-performans oranı yüksek olmasa bile, kullanıcılar yine de onu satın alıyor. Sadece uzun vadeli inananlar ve token sahipleri, token değerinin gerçek destekçisidir. Ve bu inananlar ile token sahipleri, kültür tarafından çekilmektedir.

Konsensüsün sağlanması kültürel iletişimi gerektirir.

Tokenların teknik konsensüsü ve değer konsensüsü farklı yollarla oluşur. Teknik konsensüs, tokenın değer konsensüsünün oluşmasına yardımcı olur. Ancak teknik konsensüs veya değer konsensüsü olsun, her ikisinde de duyusal faktörler bulunur; insanlar genellikle anlayışı basitleştirmek için sezgisel düşünce kullanır. Bu nedenle, farklı bilgisayarlar arasında soğuk kodların kopyalanmasından farklı olarak, konsensüsün insanlar arasında yayılması için sıcak içeriklerin bir taşıyıcı olarak bulunması gerekir. Bu sıcak ve insanlar arasında yayılan içerikler, genellikle sosyal içerik olarak tanımladığımız şeylerdir.

Tüm Crypto projeleri, sosyal medya ve sosyal içerik aracılığıyla marka oluşturma ve değer ortaklığına dair algılarda herhangi bir ayrılığa sahip değildir. Neredeyse tüm projelerin çeşitli sosyal medya hesapları ve özel alanlarda iletişim kurdukları sosyal alanları vardır. Topluluk yönetiminden grup modlarına kadar, projeler kendi topluluk hiyerarşilerini oluştururlar. Sosyal hesaplar bir iletişim kaynağı haline gelir, topluluklar veya bireysel kripto çevreleri iletişim kanalları haline gelir.

BTC'nin teknik beyaz kitabı soğuk ve nesnelken, genesis blokta yer alan yazıt ise sıcak bir duygu taşıyor. Bu yazıt, Satoshi Nakamoto'nun BTC takipçilerine tanıtmak istediği değer yönelimini yansıtıyor. Genesis blok, tam düğümlerle dünya genelinde dağıtılmıştır; BTC var olduğu sürece, bu BTC değer yönelimini savunan alıntı sürekli olarak yayılacaktır. Bu alıntıyı her okuduğunda, insanlar merkezi bankaların kıyametinin yaklaştığını bir kez daha hatırlayacaklardır. Eğer BTC'yi bir din olarak görürsek, "İngiltere Maliye Bakanı'nın kurtarma planı" bu dinin kıyamet kehanetidir. BTC ise Maitreya, Mesih, kıyametteki Nuh'un Gemisi'dir.

Kripto dünyası her zaman kültürel yayılımı en iyi anlayandır. Sadece yazıtların bu dalına bakarsak, çeşitli küçük resimler ve farklı sloganlar, daha fazla insanın dört harfle temsil edilen Meme kültürünü anlaması için. Ne yazık ki, yayılım alanı hala Web2 sosyal medya ile sınırlı, Meme'nin kendisi BTC gibi güçlü bir değer yönelimi taşımıyor. Birçok yazıt, yayılım sırasında kendine bir konum bulamıyor. Başarılı yazıtlar bir yandan yazıtların meşru konumunu ele geçirirken, diğer yandan anlatımda kendine özgü bir kültür oluşturuyor, örneğin Sats topluluğundaki "1 sats=1 sats".

Özetle, kültürel içerik değer yönelimlerinin taşıyıcısıdır. Bu anlayış, Meme teorisi ile örtüşmektedir. Meme, kültürel yayılmadaki bilgi birimidir. Burada kültür, düşünceler, kavramlar, gelenekler, sanat biçimleri gibi unsurları kapsamaktadır. Token fiyatını desteklemek için, kültürel yayılma sürecinde tasarımcıların kültür ve coin fiyatı arasındaki ilişkiyi dikkate alması gerekmektedir. BTC'nin içindeki yazıt, kripto dünyasına iyi bir başlangıç yapmıştır, ancak daha sonra "yazıt" olarak adlandırılan birçok token genellikle sadece "yazıt"ın yayılma maliyetini takip etmiş ve "yazıt" ile token değeri arasındaki ilişkiyi göz ardı etmiştir. Bu da BTC'den sonra sadece yazıt adı olan coinlerin ortaya çıkmasının ve yazıt hikayesinin olmamasının nedenidir.

İçerik Zincirine Ekleniyor: Zincir Üzerindeki Yerel Dikkatin Yakalanması

İçerik zincirine alma, zincir üzerindeki yerel dikkati yakalamak, şu anda çok nadir görülen bir içerik zincirine alma stratejisidir. Diğer alanlarda sürekli bir ekonomik döngü oluşmamış, çoğu deneysel aşamadadır.

Geniş bir değer yönelimi konsensüsüne ulaşmak, dikkat çekmeyi gerektirir.

Değer ortaklığına ulaşmak için öncelikle bilginin ulaşması gerekir. Modern toplumda, içerik yaratma maliyeti neredeyse sıfıra yakındır, akın akın gelen içeriklere kıyasla dikkat, yüzyıllar önce kıt bir mal haline gelmiştir. Ana akım medyanın yerlerinden KOL'lerin alanlarına, Web2'den Web3'e, proje yönetimi dikkatın önemini göz ardı edemez. İlk nesil basılı medyanın ortaya çıkmasıyla birlikte, dikkat medya için ana ticaret malı haline gelmiştir. Web2 dönemine geçildiğinde, trafiği kontrol eden platformlar, trafik dağıtımını platform tekelleşmesinin kâr kaynağı olarak görmektedir.

Geleneksel ticaret dünyasında, ürün reklamları tüketicilerin ürünün kendisini tanımasını, özelliklerini ve değer önerisini tanıtmayı amaçlar. Ancak en yüksek düzeydeki reklamlar genellikle değer çıkarımı yöntemiyle yapılır. Apple, Huawei gibi çok uluslu devler, farklılaştırılmış marka ürünleri sunduklarında, bu konuyu iyi anlarlar. Bu değer çıkarımı, dijital kripto varlıkların değer anlayışıyla da ilişkilidir.